Heeey heeeey 🙂 Sakın buraya yazamıyorum diye, beni gittim, yıldım, yan gelip yattım sanmayın 🙂

Blog’a yazamıyorum ama boş da durmuyorum elhamdülillah 🙂

Instagram‘ı (@oyuncu_anne) aktif olarak kullanmaya ,yaptıklarımızı belki bir fikir olur, bir örnek teşkil eder, işlerini kolaylaştırır diye annelerle de paylaşmaya çalışıyorum…

Bilhassa son zamanlarda gerek fotoğrafların altına gerekse direct message kutuma onlarca soru geliyor ve baktım ki, ben bu sorulara tek tek yanıt veremiyorum; ‘En iyisi blog’a yazıp, toplu bir yanıt vereyim’ dedim 😉

Bir de not düşeyim ki, sorularına kısa zamanda dönüş yapamadım diye bana kırılanlar ve hatta uyaranlar 🙂 oluyor. (hakikaten oluyor, şaka değil) Güzel anneler, takdir edersiniz ki bu işi sadece gönüllü olarak yapıyorum, bu işle ilgili soruları yanıtlamak, uzun uzadıya anlatmak vs. ile görevlendirilmiş bir memuru değilim 🙂 Ha gönlüm elbette arzu ediyor her soruyu yanıtlayayım ama ben de hali hazırda yardımcım olmaksızın  bir program yürütmeye çalışıyorum iki ufak adamla. Tüm günümü onlarla geçiriyor, gece de ufak adamın uykuya geçebilmesi için ciddi bir mesai harcıyorum. Hee hiç mi vaktim olmuyor? Vallahi oluyor, 23 den sonra ama o vakti de soruları yanıtlamaya ayıracak, hatta zihnimi toparlayıp da blog yazısı yazacak halim kalmıyor açıkçası 🙂

Şimdi güzel bir haftasonunu yakalamışken hemen bilgisayarı kaptım ve nihayet merak edilenleri açıklamak üzere yazmaya başladım 🙂

Buyurunuz efendim, nedenleri, niçinleri, nasılları ile OYUNCU ANNE 🙂

Öncelikle yeni takipçiler için, pek çok kişiden gelen ve belki de sizlerin de aklına gelen sorular hakkında açıklamalar yaparak başlamak istiyorum…

1-) Bu hesap, ŞERMİN ÇARKACI Hanım’a ait değildir 🙂 Ve kendisiyle de isim benzerliği dışında hiçbir alakası bulunmamaktadır 😉

Ben bloğumu 2012 de açtığımda, Google’da bir araştırma yapmış ve bu ismi kullanan kimse olmadığını görünce de bu ismi seçmiştim. Şermin Hanım da bloğumun varlığından haberi olmaksızın bu ismi seçmiş. Yani ikimiz de aynı ismi, farklı zamanlarda sevmişiz özetle.

İsmimin hikayesi de şöyle 🙂 Bizim mahallede bir OYUNCAKÇI DEDE vardı. Hemen her hafta giderdim dükkanına, harçlıklarımı biriktirir, kardeşime ufak tefek oyuncaklar alırdım. O da tatlı sohbeti, güler yüzü, öğrenciye yaptığı muazzam indirimleri ile çocukluğumda büyük bir yere sahipti ve ismi de her zaman hayallerimi süslerdi; ‘OYUNCAKÇI DEDE’ Ben de çocukları mutlu etmek, mutluluklarına vesile olmak istediğim için OYUNCU ANNE ismini seçtim. İşte pek çok kişinin merak ettiği ismimin hikayesi buradan geliyor.

2-) Çocuklarım ÖMER(minik) Şubat 2011 ve ALİ Ekim 2013 doğumlular. Aralarında 2.5 yaş var.

3-) PEKİ  BEN KİMİM? İsmim MERVE 🙂 28 yaşında bir anneyim. Şu anda EV HANIMI, ev annesi, ev öğretmeni artık ne derseniz onu yapıyorum 🙂

İlahiyat ön lisans mezunuyum. Daha önce özel anaokulları, dernek ve camii gibi kurumlarda; bilhassa okul öncesi grupları başta olmak üzere çocuklarla çokça vakit geçirebilme, öğretmenlik yapabilme, oyunlar oynayabilme, çocuk dilini tanıyabilme, anlayabilme, araştırarak onlara hitap edebilme şansına sahip oldum, elhamdülillah 🙂

Şimdi bu deneyimlerimi evde kendi evlatlarımla paylaşmaya gayret ediyorum…

4-) Ömer Faruk okula gitmiyor mu?

Hayır bu sene gitmiyor, ama geçtiğimiz sene gitti. Tanıdığım, bildiğim, sonuna kadar da güvendiğim bir okula gitti. Elhamdülillah okulla ilgili bir sıkıntımız da olmadı.

5-) OKULA NEDEN GİTTİ?

O zaman öyle olmasının gerektiğine inanmıştım, inandırılmıştım ya da 🙂

Ciddi anlamda zorlandık kardeş sürecinde (bununla ilgili ayrı bir post hazırlayacağım inşallah) ve bir pedagogdan fikir almaya gittik. Bize bunların normal bir süreç olduğunu ve fakat mutlaka OKULa gitmesi gerektiğini söyledi. Biz de buna canı gönülden inandık. Hakiki anlamda çok zorlanmış ve yorulmuştum da, hepimize iyi geleceğini sandım ben de…

Fakat şuan yanlış bir karar verdiğimizi de düşünmüyor değilim… Okulumuz, öğretmenlerimiz sağolsunlar hep iyi idi, fakat Ömer okula hiç isteyerek gitmedi…

Okulda mutlu görünüyordu evet ama aslında mutsuzdu…

Şimdiki aklım olsa ne mi yapardım? Birkaç post sonra onları da tek tek yazacağım inşallah 😉

6-) Gelelim bugüne ‘PEKİ OKULA HİÇ Mİ GİTMEYECEK?’

Şuan gitmiyor ama ne zaman gidecek, inanın ben de bilemiyorum.

Belki seneye, belki bir sonraki belki de ondan da sonraki seneye ya da alternatif oluşturabilirsem alternatif bir okula.

Hayır; OKULSUZLUK fikrini benimsemiyorum. Ama çocuğumun sistemin içinde sıkışıp kalmasını; farklı özellikleri ile etiketlenmesini (HİPERAKTİF gibi), diğer velilerin hırsları ile yarıştırılmasını vs de istemiyorum…

Ben OKULLUluktan yanayım, zira bunun dinimizin de ondan yana olduğu tercih diye düşünüyorum. Peygamber Efendimiz (s.a.v) hicret ettikten sonra ilk iş MESCİD-İ NEBEVİ’yi ikinci olarak da hemen SUFFA’ları (bir nevi okul) inşa ediyor.

Bizde cemaat (en genel anlamında) birlik ruhu mühimdir…

Çocuklar birbirlerinden görerek, bir etkileşime girerek bilgiyi daha güzel sindirir, pekiştirirler…

Tabi ki birlikte olacaklar diye, kabiliyet duymadıkları alanlarda zorunlu eğitime tabi tutulsunlar istemem. Temel konuları arkadaşları ile alırken, bir yandan da mahir olduğu alanlarda özel destek ile kendini geliştirsin isterim.

Ayrıca şu aralar popüler olan ‘SORMADAN BİLGİ VERMEYİN !’ düsturunu da bir türlü benimseyemedim ben 🙁

Elbette zorla, sıkarak, bunaltarak bir bilgi yığılması yapılmamalı, ancak çocuklar alıcı ise, istekli ise elbette ‘ilgi duyduğu’ alanlardan başlanarak eğitim-öğretime tabi tutulmalı diye düşünüyorum.

Eğer bu şekilde bir oluşum bulabilirsem, bu yönde ilerlemek isterim evlatlarımla da 🙂

Bu Post’ta özetle kendimi ve okul hakkındaki fikirlerimi paylaştım, bir sonraki Post’ta EV OKULU DÜZENİ konusunu yazacağım inşallah 🙂

MUTLU GÜNLER DİLEKLERİMLE 🙂

(Visited 112 times, 1 visits today)

Bir yorum yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Close Search Window